30 Haziran 2025

Bilmeniz Gerekenler
Diz eklemi, yürüme, koşma ve zıplama gibi günlük aktivitelerimiz için hayati önem taşır. Bu eklemin sorunsuz çalışmasını sağlayan en önemli yapılarından biri eklem kıkırdağıdır. Kıkırdak, kemiklerin birbirine sürtünmesini engelleyen pürüzsüz, elastik bir dokudur. Dizde kıkırdak lezyonları, bu kıkırdak dokusunda meydana gelen hasarları ifade eder. Bu hasarlar ağrı, şişlik, kilitlenme hissi ve hareket kısıtlılığı gibi belirtilere yol açarak yaşam kalitenizi düşürebilir.
Kıkırdak Lezyonları Neden Olur?
Kıkırdak lezyonlarının çeşitli nedenleri vardır:
* Travma: Direkt bir darbe, düşme veya spor yaralanmaları kıkırdakta akut hasara neden olabilir.
* Aşırı Kullanım/Tekrarlayan Stres: Özellikle sporcularda veya belirli meslek gruplarında, dize binen tekrarlayan yükler zamanla kıkırdak aşınmasına yol açabilir.
* Dejeneratif Süreçler (Kireçlenme): Yaşlanma ile birlikte veya bazı eklem hastalıkları sonucunda kıkırdak doğal yapısını kaybederek incelir ve aşınır. Bu durum halk arasında kireçlenme olarak bilinir.
* Romatizmal Hastalıklar: Romatoid artrit gibi iltihaplı eklem hastalıkları kıkırdağa zarar verebilir.
* Genetik Yatkınlık: Bazı kişilerde kıkırdak yapısı genetik olarak daha zayıf olabilir.
Belirtileri Nelerdir?
Dizde kıkırdak lezyonlarının belirtileri lezyonun büyüklüğüne, yerine ve şiddetine göre değişiklik gösterebilir:
* Ağrı: En sık görülen belirtidir. Hareketle artan, istirahatle azalan bir ağrı olabilir.
* Şişlik: Eklem içinde sıvı birikimi nedeniyle dizde şişlik oluşabilir.
* Kilitlenme veya Takılma Hissi: Kıkırdak parçacıklarının eklem arasına girmesiyle dizde ani kilitlenmeler veya takılmalar yaşanabilir.
* Ses Gelmesi: Diz hareket ettirildiğinde çıtırtı veya gıcırtı gibi sesler duyulabilir.
* Hareket Kısıtlılığı: Dizde tam bükme veya düzeltme zorluğu yaşanabilir.
Tanı Nasıl Konulur?
Kıkırdak lezyonlarının tanısında fizik muayene, hastanın şikayetleri ve görüntüleme yöntemleri kullanılır.
* Fizik Muayene: Doktorunuz dizinizi muayene ederek hassasiyet, şişlik ve hareket açıklığı değerlendirir.
* Röntgen: Kemik yapısındaki değişiklikleri ve eklem aralığını gösterir, ancak kıkırdağı direkt olarak göstermez.
* Manyetik Rezonans (MR) Görüntüleme: Kıkırdak lezyonlarını, eklem içi sıvı birikimini ve diğer yumuşak doku hasarlarını en detaylı gösteren yöntemdir.
Tedavi Seçenekleri Nelerdir?
Kıkırdak lezyonlarının tedavisi lezyonun büyüklüğüne, derinliğine, hastanın yaşına, aktivite seviyesine ve genel sağlık durumuna göre belirlenir.
1. Cerrahi Olmayan Tedaviler
Hafif veya erken evre kıkırdak lezyonlarında ve cerrahiye uygun olmayan hastalarda ilk tercih edilen yöntemlerdir:
* İstirahat ve Aktivite Modifikasyonu: Dize binen yükü azaltmak için aktivitelerin kısıtlanması veya değiştirilmesi önerilir.
* Fizik Tedavi: Diz çevresi kasları güçlendirmeye, hareket açıklığını artırmaya ve ağrıyı azaltmaya yönelik egzersizler yapılır.
* İlaç Tedavisi: Ağrı kesiciler, anti-inflamatuar ilaçlar ve kıkırdak takviyeleri (glukozamin, kondroitin sülfat gibi) kullanılabilir.
* Enjeksiyonlar:
* Hyaluronik Asit Enjeksiyonları: Eklem sıvısının kayganlığını artırarak ağrıyı azaltmaya yardımcı olabilir.
* PRP (Platelet Rich Plasma) Enjeksiyonları: Hastanın kendi kanından elde edilen trombosit açısından zengin plazma, kıkırdak iyileşmesini destekleyebilir.
* Kök Hücre Tedavileri: Son yıllarda popülaritesi artan bir yöntem olup, hasarlı kıkırdağın onarımı veya yeniden yapılandırılması amacıyla kök hücrelerin ekleme enjekte edilmesidir.
2. Cerrahi Tedaviler
Cerrahi olmayan tedavilere yanıt vermeyen veya daha büyük kıkırdak lezyonları olan hastalarda cerrahi seçenekler değerlendirilir. Güncel literatürde birçok farklı cerrahi teknik bulunmaktadır:
* Debridman ve Lavaj: Eklem içindeki gevşek kıkırdak parçalarının temizlenmesi ve eklemin yıkanması işlemidir. Ağrıyı geçici olarak azaltabilir.
* Mikrokırık (Microfracture) Yöntemi: Hasarlı kıkırdağın altındaki kemikte küçük delikler açılarak kanamanın sağlanması ve bu kan pıhtısından yeni bir kıkırdak benzeri doku oluşumunun teşvik edilmesidir. Genellikle küçük lezyonlar için uygundur.
* Otojen Kondrosit İmplantasyonu (ACI): Hastanın kendi sağlıklı kıkırdağından alınan hücrelerin laboratuvarda çoğaltılarak hasarlı bölgeye nakledilmesidir. Daha büyük lezyonlar için uygun olabilir.
* Otojen Osteokondral Transplantasyon (OATS veya Mozaikplasti): Dizde daha az yük taşıyan bir bölgeden alınan sağlıklı kıkırdak ve kemik silindirlerinin hasarlı bölgeye nakledilmesidir.
* Allogreft Transplantasyonu: Kadavradan alınan kıkırdak ve kemik dokusunun hasarlı bölgeye nakledilmesidir. Geniş ve karmaşık lezyonlarda tercih edilebilir.
* Kıkırdak Rejenerasyonu İçin Gelişen Teknikler: Biyolojik iskeleler (scaffolds) ve doku mühendisliği yöntemleri gibi yeni ve umut vadeden yaklaşımlar üzerinde çalışmalar devam etmektedir.
Ne Zaman Doktora Görünmelisiniz?
Dizinizde uzun süreli ağrı, şişlik, kilitlenme hissi veya hareket kısıtlılığı yaşıyorsanız bir ortopedi ve travmatoloji uzmanına başvurmanız önemlidir. Erken tanı ve uygun tedavi, kıkırdak lezyonlarının ilerlemesini yavaşlatabilir ve yaşam kalitenizi artırabilir.
Dizde kıkırdak lezyonları karmaşık bir konudur ve tedavi yaklaşımı kişiye özeldir. Doktorunuz, durumunuz için en uygun tedavi planını belirlemek adına sizinle detaylı bir görüşme yapacak ve gerekli tetkikleri isteyecektir. Unutmayın, tedavi sürecinde doktorunuzun önerilerine uymak ve fizik tedavi egzersizlerini düzenli yapmak iyileşme sürecinizi olumlu yönde etkileyecektir.